19 Aralık 2018 Çarşamba

Repertorinin Tarihi - Gelişimi ve Kullanımı

Homeopatide kullandığımız repertorinin geçmişinden günümüze kadar gelişimi ile beraber, ne olduğu, ne amaçla kullandığımız ve çeşitlerine değinmek istedim.
Ayrıca bu yazının video sunumu ve sonunda MacRepertori den küçük bir tanıtımı alttaki linkden izleyebilirsiniz.


Ayrıntılara girmeden, Repertorinin kelime anlamina bakalım önce: Latin kökenli “Repertorium” dan gelen, Repertory kelimesinin anlamı listelemek. İndex kitap olarak, gerektiğinde, bilgiye kolayca ulaşmak için depolanan bir çesit veri havuzu. 

Homeopathic Repertori de, kaynak materyali olan MM nın indeksidir. Homeopatik uygulamada, hastanın hikayesinin tamamını yakından dikkatli bir şekilde dinleyip, neyin tedavi edilmesi gerektiğini iyice anlamak için analiz ettikden sonra, doğru bir remedi bulmak için yapacağımız aramada bize yardımcı olur.

Hahnemnn, böyle bir ihtiyacı, erken dönemde hissetti ve konu diğer masterlar tarafından da takip edildi. Aslında, homeopatların çoğu bir repertory ihtiyacını hissetmiş ve onsuz pratik yapmanın zor olduğunu anlamışlardı. Zaten, günümüzde kullanılan gelişmiş software programlarına baktığımızda da Repertory, mantıksal insan aklının bir sonucu olarak karşımızda.

Hahnemann MM Pura’yi yazarken bir indeks gerekliliğini ortaya koymuştu. “Tedavinin kolaylığı için, her semptomdan sonra tolere edilebilir bir doğrulukla, bu tür bir semptom üretebilen tüm ilaçları, bir kaç harfle ifade edip, aynı zamanda koşullar (modalities) altındaki durumları da akılda tutmak zorundayız”.   Preamble to Materia Medica Pura

Kent ise; “Doğru, bazı kişiler repertory olmaksızın iyi işler yapar, ama aynı zamanda, - onunla daha fazla yapacakken - fakir işler yapar".                  James Tyler Kent M.D

Vithoulkas: “Repertory, çalışmalarımda her zaman vazgeçilmez bir araç olmuştur. Masanın üzerinde kitapların yokluğu, diğer birçok meslekte tecrübe ve bilgiyi gösterebilir. Homeopat için sadece cehalet olduğunu kanıtlar”.                             
George Vithoulkas, Synthesis 7’ye önsoz

Ancak, şunu da anlamak gerekir; tek başına repertori ile sonuçlandırma yapamayız.!.Repertorinin amacı remedi anlatmak  değildir; iyi eğitimli kullanıcıya, patojenlerinde benzer kombinasyon içeren grup remedilerden hangisinin hastaya bütünüyle uyup uymadığına MM dan calışıp ayrımlarını yaparak karar vermesini sağlamaktır. Materia medica'ya geri dönmek ve gerçek bir bağlantı kurmak homeopatin görevidir.
Farklı repertorilerin her biri kendine ait eşsiz bir yapısal plan sunar. Her birinin kendine göre bir felsefesi ve belli bir yere kadar limiti olduğu söylenir. Hiç birisi mükemmel degildir!

Cyrus Boger’in da işaret ettiği gibi “Her repertory yararlıdır, ne yazik ki tam olanı yoktur” .  Materia medica her zaman büyüyor. Her gün yeni klinik deneyimler ve yeni provinlerden eklenen bilgiler var.

Hahnemann nasil ihtiyac duydu ve gelisti?

Homeopati, üzerinde derin inceleme ve proving dönemleriyle beraber bir dizi klinik çalışmalar ile ilerledi. Zamanla gelişti. Repertory de aynı şürece dahil oldu. 1805'e gelindiğinde Hahneman, remedilerden geniş bir semptom kitlesi topladi. Sürekli gelen yeni ilavelerle bunlari akılda tutmak mümkün olmuyordu ve genişleyen MM ya bir index ihtiyacı vardı. Vaka tarafından sunulan bir grup belirtileri uyumlandırarak, Materia medica metinlerinde, remediden remediye aramak,  zaman kaybı ve verimsiz olduğu için, Hahnemnn bir repertory yaratmak istediIlk başta kendi günlük kullanımı için, alfabetik sırayla semptomları elle yazarak ilk repertoriyi yaratmaya çalıştı. Medicamentorum, iki bölümden oluşmuştu, ilk bölüm klinik çalişmalarında gözlemlediği semptomlar ve ikinci bölümde de proving de gördüğü semptomları kapsıyordu. - sonra- 1817 de çalışmasını daha fazla derlemeyi üstlendi.Dört ciltlik, “ Symptom kaydı”nı derledi. Alfabetik olarak listelenen, Materia Medica Pura ve Chronik Disease’den toplanan semptomlardan oluşuyordu ancak yayınlamadı. Çünkü, istediği gibi tam değildi.

Hahnemann “Benim repertori sadece belirli bir remedi belirtilerini aramaya hizmet verebilecek alfabetik kayıt oldu. Ve benimki [repertori] henüz bu tamlığı sağlamıyor. ......Ancak bu kayıt, istediğim gibi tamamlanmamıştı, çünkü şartlara (modalities) göre semptomlar çoğunlukla gözden kaçmıştı”. 

Yalnız, Hahnemann bu eserlerin yayınlanmadan kalmış olmasından memnun değildi. Şimdi, bu  orijinal elyazmaları, Almanya, Stuttgart, Robert Bosch Müzesi'nde görülebilir.

Bundan sonra, 15 yıl boyunca ve sonrası Materia medica'nın indekslenmesini yapılandırmanın ve organize etmenin en iyi yolu birçok zihni meşgul etti ve her şemanın avantajları ve dezavantajları hakkında tartışmalar bu sürede devam etti. Ve, tartışma, tek bir kritik konu etrafında yoğunlaştı - bir semptomu, remedinin karakterize eden özelliklerini kaybetmeden nasıl indeksleyeceğine dairdi. Görüş bu konuda ayrıldı.  Analogical - Literal

Hahnemann Aphorism 108 de, vurgulamıştır: hastayı tedavi eden etkiyi, ilacin kendine özgü karakteristik belirtilerini öğrenmekle mümkündur.

İlaçların spesific etkilerini, her birinin insan sağlığı üzerindeki kendine özgü karakteristik etkilerini doğru bir şekilde öğrenmek için, deneme yolu ile sağlıklı bir insana tek, az miktarda bir ilacı vermekten başka, daha emin, daha doğal bir yol yoktur. Bu şekilde ilacın oluşturduğu yapay hastalık semptomlarının – kişinin bedeninde ve zihin uzerinde yaptığı değişimler yani hangi hastalik elemanlarini üretebildikleri ve uretme eğiliminde olduklari- ne olduğunu gözlemek ve anlamak mümkündür. Daha önce belirtildiği gibi (§24-§27) ilacın tüm iyileştirme gücü, insan sağlığında yaptıği değişikliklere bağlıdır ve onlar gözlenerek anlaşılmaktadır(§108)

1822’de Hahnemann, kendisinin Kronik Hastalıklar kitabinin 1. baskısının 5. volümünden oluşturulmak üzere, E.F. Rückert'i, “Antipisorik remediler Repertorisi üretmesi için görevlendirdi. Daha once Hartlaub, Schweikert, Weber tarafından yapılmış çalışmalar Ruckert ile devam etti. Bir dizi çalışmalar yapıldı. Fakat, bunlar gerçekten repertori değildi, ancak semptomlara referans veren listelerdi. Aslında, yazili binlerce sayfayı tarayarak indeksleme yapmak, o  dönemde gercekten zorlu bir girişim olsa gerek….
Görev daha sonra, Hahnemann in diğer öğrencisi  Boenninghausen tarafından ele alındı. Daha önce avukat olan ve bu arada botanikle de ilgisi bulunan Boenninghausen Tüberkülozu homeopathy ile tedavi edildikten sonra homeopathy ye ilgi duyarak, 1829 de öğrenmeye başlamıştı. Materia Medica nın semptomlarını indeksleme ihtiyacını hemen fark etti ve zorlu görevi üstlendi. Boenninghausen, hiç proving yapmamıştı ama onun botanikden gelen, benzerlik ve farklılıklara göre sınıflandırma bilgisi ve hukuk adamlığı cesaretinin kombinasyonu ile bu zor görevın üstesinden geldi. Hahnemann'ın talimatları uyarınca geliştirilmiş bir repertory üretti. “Materia Medica Pura” ve “Chronic Disease” da bulunan çeşitli vücut bölgelerine ve sistemlerine göre düzenlenmiş, “Systematic Alphabetical Repertory of Antipsoric Remedies ” baskısı yapılan ilk repertory olarak 1832 de yayınladı. Önsözü Hahnemann tarafından yazılan ve büyük ölçüde tavsiye edilen repertory altı ayda tükendi. Bu gerçek bir reperotoriydi, Rubrik, subrubric, semptom karşılıklarındaki remediler, klinik doğrulama ile derecelendirme ve alfabetik düzenlemesi ile bugünkü kullandığımız repertorinin orjinali olarak ortaya çıktı.
Boenninghausen, bu çalışmada, uzun proving semptomlarının tutarlı unsurlarını ayırdı (yani remedinin etkisi primary effect olan gerçek proving semptomlarını aldı, secondary etkileri dahil etmedi) ve bunları sistematik ve alfabetik olarak düzenledi, daha sonra da klinik belirtilerin guvenilirliğini göstermek için 4ü derecelendirme şemasini yaptı.

() karakteristik olduğu şüpheli
1 - karakteristik ancak sadece bir veya birkaç proverda görülür
2- karakteristik ve birkaç ya da daha çok proverda görülür
3- klinik pratikte doğrulandı
4- klinik uygulamada tekrar tekrar doğrulandı

Remedileri derecelendirme fikrinin orjinali Boenninghausen’a ait değildir. Hahnemann, zaten MM Pura da semptomları dizayn ederken 3 lü derecelendirme olarak kullanıyordu. Parantez içinde olanlar diyet veya başka bir sebepden dolayı emin olmadığı semptomlar, düz normal yazılanlar karakteristik fakat yeterince güçlu olmayanları, koyu renkli yazılanlar ise remediyi işaret eden karakteristik semptomlardı.
Boenninghausen bununla kalmadı ve 1835 yılında bu repertorinin ikinci cildi, “Antipisorik Olmayan İlaçların Sistematik Alfabetik Repertori “(SRN) (Systematic Alphabetical Repertory of Homeopathic Remedies, Part Two) yayınlandı. Hahnemann bu repertoriden de çok memnun kaldı ve bu iki repertoriyi tek volüm haline getirmesi için israr ve tavsiye etti; başladı birleştirmeye ancak “yönetilebilir” bir sekilde elde edilemeyeceğini anlayınca bıraktı.

Ancak, Bönninghausen tek volüm halinde birleştirmeyi denerken daha iyi bir repertorize methodu farketti, anologic yöntemin en kullanışlı  calışmasını 1846 de “Terapötik Elkitabı” yayınladı. (Therapeutisches Taschenbuch)
Orijinal şekliyle Boenninghausen Terapötik El Kitabına, Hahnemann'ın Materia Medica Pura ve Kronik Hastalıklar'ından 125 remedi indekslendi.

Daha sonra “The Therapeutic Pocketbook” olarak, Ingilizce’ye  çevirisi H.Okie, J.Hempel ve Timothy F.Allen tarafindan yapıldı. Ancak, Allen ilave remediler ile yeniden düzenledi. H.A. Roberts and Annie C.Wilson yeniden tanıtıp yeniden düzenledi. 2000 de, İyi bir Ingilizce çevirisi George Dimitradis tarafından yapıldı.

Anolojik 
Boenninghausen, Materia Medica Pura'da bildirilen provinglerde, semptomların genellikle 'tamamlanmamış' olduğunu, yani her bir proverin semptomlarının ayrı ayrı modalite ve, sensationlarını veya açık bir tanımını, vs. içermediğini gözlemledi; ancak bu semptomların hepsi tek bir patogene atifda bulunuyordu. Provingin doğasından gelen bu tamamlanmamış, parçalar halinde olan semptomları “anoloji” methodu ile tamamlayıp bütünledi.  
Yani, bu aynı bütünün “parçaları” her bir provera bağlı olarak farklı semptomatik ilişkilerle farklı bir şekilde kanıtlandığını biliyordu.Örneğin her prover tek bir şikayet baş dönmesine atifda bulunurken, bunu bir prover sarhoşluk gibi başdönmesi, diğeri etrafındaki herşey dönüyormus gibi, diğeri yatakdayken basdönmesi, diğeri alkolle kötülesmesi gibi gibi.....farklı sensation ve modaliteler ile sunduğu görülür.
Açıkçası, tüm bu semptomlar tek bir remedi, tek bir patojenin etkisinden
gelmekte, proving sırasında bir dizi proverda gözlemlenen, daha az veya daha fazla bir tanım (tamlık) ile, her bir semptom, aynı şikayeti ortaya koyar. Remedi tarafından üretilen bu birçok parçadan oluşan başdönmesi resmi, boylece analoji ile "tamamlanark" daha fazla tanımlanır.
(yani, ilgili semptom parçalarinin niteleyici karakteristiklerini transfer ederek ve birlestirerek)....
Bu da sonuç olarak, remedinin ürettiği başdonmesi resmi, sensation ve modaliteler ile daha iyi tanimlanır, daha iyi tarif edilir hale gelir.

Boenninghausen’a göre, sensation ve modaliteler vücudun farklı bölgelerinde ve / veya tüm sisteminde bulunur. Tek bir yere ya da sisteme bağlı değildirler ve bunlar genel karakteristiktir, ve her yere uygulanabilir. Ör, Arsenikdeki yanma, Asafetida daki iğnelenme hissinde agrılar, gibi duyumlar, Bry’nin hareketle kotulesmesi gibi...Böylece, bir kez remedinin karakteristiği olarak kurulan bu boyutlar, mantıken bulunduğu bağlamdan ayrılarak kendi başlarına indekslenebileceğini getirdi.

Anoloji methodu indexleme; nispeten fazla sayıda remedi içeren, az sayıda daha az spesifik kısmi rubrik sağlar. Daha az hassastır ve aralarında ayrım yapmak için daha fazla sayıda potansiyel remediler üretir. Sonunda ayırt edici tanı, rubriklerin hepsinde (veya çoğunluğunda) görünen remediler arasından yapılır. Son derece esnek olduğundan uygun bir çözümün gözden kaçması daha az olasıdır.

Böylece Bönninghausen yöntemi, Parcadan bütüne, özelden genele dayalı konseptedir. Genelleme ilkesi, analoji kullanımı ile semptomların tamamlanması ve eşzamanlılık üzerine dayanan bir bütünlük kavramından söz edilmektedir.

Boenninghausen göre, toplam symptomlar (totality of symptom), belirli semptomların genel karakteristiği ve 3 temel bileşenin oluşturduğu “tam semptom” un yanında --- nerede(location), doğası (sensation), hangi koşullarla etkilenir veya değişir (modaliteler)  --- , ana semptoma eşlik eden (eş zamanlı) diğer bir 4. Semptomdan (concomitants) oluşur.
3 temel bileşenin oluşturduğu tam semptom ise location-sensation ve modaliteden oluşur. 

Bönninghausen repertorisinde, zihin bölümündeki semptomlar, daha fazla spesifikligi ve yorumlanmasında hata potansiyeli nedeniyle en kısa ve önemli terimlerle indekslenmiştir. Böylece, mind bölümü göreceli olarak az sayıda rubrik verir

Literal 
Bu arada, diğer tarafta, yine aynı dönemde bir grup homeopat ise, proving semptomların bütünlüğüne, sıkı bir şekilde bağlı kalarak indeks yapmak istiyorlardı. Özellikle Jahr ve C. Hering, her semptomun -provingde veya klinik vakalardaki açıklamasına mümkün olduğunca aynı kelimelerle veya ona yakın bir şekilde - bütün olarak, kaydedilmesine
inanmışlardı. Bu yöntem, nispeten az sayıda remedi içeren, çok miktarda çok spesifik rubriklerle sonuçlanmıştır. Bu tür bir indeks çok hassas ve doğrudur, çünkü semptomlar tam olarak proverin deneyimlediği gibi kaydedilmiştir ve olası remediler seçimini daraltabilir; ancak  esnekliği olmadığından vakanın semptomları indeksinkiyle tam olarak uyuşmuyorsa
eziyetlidir. Sonuçta bu sekilde, yani  belirtilerin bir bütün olarak koruyup, kelimesi kelimesine dahil edilerek kayıt edilmesi çok fazla kitaplara yol açmıştır.

Böylece Boenninghausen ilk repertorisi den 2 sene sonra Jahr, repertorisi “Handbuch” yayinladi. Jahr da Hahnemann’in öğrencisiydi ve Hahnemann O’na, tip eğitimi alması halinde çok daha verimli olacağı tavsiyesiyle Ünversiteye gitmişti.  Öğrenciliği sırasında da Hahnemann’a asistanlık ederek MM çalışmalarında bulunmuştu.

 “Systematic Alphabetical Repertory” Hahnemann’ın çalışmalarına dayalıydi. Proving ve klinik olarak iyileşmiş semptomlar içeriyordu ve, Boenninghausen yaptığı gibi uzun semptomları bölmedi. “Jahr’s Handbuch” (2. baskı, 1835) daha sonra C. Hering'in editörlüğünde 1838'de ilk İngilizce repertory olarak cevrildi ve Kuzey Amerika’da yayinladı.

Uzun proving semptomlarının kelimesi kelimesine kopyalayarak yaptığı calışmayı sonuç olarak, Hahnemann iyi bir performans olarak değerlendirdi.

Bundan sonraki ilk 15 sene, Materia Medica indeksinin değerini anlayan başka homeopatlar da kendilerine özgü çalışmalarla, - ancak genellikle bir önceki modele dayalı –  repertorilerini çıkarmaya başladılar.

1841 Gerald Hull, Jarh'ın orijinalini İngilizceye tercüme etti, yeniden düzeltti ve düzenledi sonucu "Yeni Homeopatik Uygulaması El Kitabı" olarak yayınladı. “Hull’s Jahr” olarak tanındı ve o dönemde en yaygın kullanılan repertori oldu.

Jarh’s repertory, Lippe ve Lee ‘nin repertorilerine temel oldu. 
 “The Repertory to the More Characteristic Symptoms of the Materia Medica” Constantine Lippe tarafından 1879 da yayınlandı.
“Repertory of the Characteristic Symptoms of the Homeopathic Materia Medica” Edmund Jennings Lee tarafından 1889 da yayınlandı. Bu arada o dönemin önemli isimlerinden Hering, proving referanslarından dikkatli semptom seçimleri ile oluşturduğu “Hering Guiding Sympom” u derledi. Bu daha sonra damadi Calvin Kner tarafından indekslendi.
“A Repertory of Hering’s Guiding Symptoms of our Materia Medica” 1896.

Hering, Amerika’da homeopathinin kurucularindan sayılır. (1800-1880) Almanya’da okurken, Hahnemann'ın yazılarını ve öğretilerini dikkatli bir şekilde inceledi ve araştırmalarını genişleterek, birçok inceleme, makale, ve kitap yazdı. Bunun yanında, Hering'in homeopatiye kattığı en büyük
katkı provingleridir. Özellikle de en iyi bilinen 72 ilaç provingi içinde olağanüstü Lachesis ve bazıları: Cantharis, Colchicum, Iodum, Mezereum, Sabadilla, Sabina, Psorinum, Nux moschata, Crotalus, Apis, Hydrophobinum, Phytolacca, Platina, Glonoin, Gelsemium , Kalmia, Ferrum- met, Fluoric asit ve Phosphoric asit.  

Devam eden Repertori Gelişimi:  
Bundan sonra, 1880'den itibaren yaklaşık on yıl boyunca birçok Amerikalı homeopatlar, iyi bildikleri, belirli anatomi veya patoloji alanlarını kapsayan küçük repertoriler yayınladılar: ishal, öksürük, gonore, hemorroid, kadın hastalıkları, sindirim sistemi gibi. Bunların hepsi de kendi bireysel alanlarında faydalıydı.
Baska homeopathlar da, uygulayıcılara mümkün olan en iyi ve en güvenilir yolla simillimuma ulaşmalarına yardımcı olmayı amaçlayan çeşitli çalışmalar yayınladılar.
Daha kapsamlı ve önemli olanlar ise: T.F.Allen, William Boericke ve William Gentry tarafından yayınlandı.

Sonuç olarak, 19. yüzyılın sonunda farklı türden çok fazla repertori olmuştu. Derlenen homeopatik bilgiler de çok iyiydi ancak uygulamada zorluk vardı. Her repertoride remediler için farklı kısaltmalar ve derecelendirmeler ve farklı terminolojiler kullanıldığından birbiri arasında düzenleme yapmak zordu. Tüm bunlar, mesleğin içindekilere kafa karışıklığı yaratıyordu. İyi organize olmuş, sistematik olarak planlanmış ve felsefesine dayanan bir repertorinin ortaya çıkmasına büyük ihtiyaç duyuldu.

Kent:   
James T. Kent tam da böyle bir dönemde sahneye çıktı. Bir süre önce Philadelphia e taşınmış, mevcut repertory kullanımlarından memnun kalmayıp kendi kendine derlemeye başlamıştı. Klinik tecrübesi de, onu bu ihtiyaca ikna etti. Zaten, Materia Medica'yı 1883'te öğrendikten sonra, konunun enginliğinden daha fazla haberdar oldu ve daha iyi bir indeks ihtiyacı hissetmisti. Kent’in amacı pratik, kullanışlı ve güvenilir bir referans oluşturmaktı. O, zamanın diğer repertorileri üzerinde çalıştı ve birçok belirtiyi doğrulamak için provingleri dikkatli bir şekilde kontrol etti ve doğru olmayan girişleri düzeltti. Kent, repertorisini geliştirirken birkaç farklı organizasyon denedi. Önde gelen repertoriler Boenninghausen, Jahr ve Lippe’ye başvurdu. Bunlarla belirli bir yere kadar uzlaşma sağladıysa da, sonunda remedilerin karakteristik boyutlarının indekslenmesini kendine özgü bir yapıyla geliştirdi.

Kent 1897 de repertorisini yayınladı ve bugün yaygın olarak kullanılan repertorilerin çoğunun temelini oluşturmaktadır.

Kent'in repertorisinin en göze çarpan özelliklerinden biri, zihinsel ve duygusal alanda semptomların gelişmesidir. Emanuel Swedenborg tarafından etkilenen Kent, insan vücudunu ve ruhunu belirli bir şekilde, buna göre inceledi. İnsan zihninin üst üste kadameli sıralanmış olarak yaratıldığına inaniyordu. Kent’e göre, bireyi organlar yapmaz. Birey organların önündedir. Zihin, insanin kendisidir,  duygu ve intelekt, zihnin kadameleridir. Fiziksel özellikler ve parçalar bunların altındadır. (5) Repertorisinin organizasyonu bu görüşü içeren semptom hiyerarşisi kavramını yansıtır.
Boylece Kent repertorisi, tümden gelim felsefesine dayalı olarak, genelden özele çalışabilecek şekilde yapılandı.

Kent’e göre, hasta bireye bir bütün olarak yaklaşılmalı. Hastalığın oluşum şekli, kökeni ve ilerleyişi bilinmesi gerekir. Zihinsel belirtiler en önemlisidir çünkü hastalık temel olarak çekirdek veya zihinsel alanı değiştirmiştir. Bundan sonra, fiziksel düzlemde bazı etkilere sebep olarak,  fiziksel belirtilerle hastaya bir bütün olarak dokunur, sonunda hastalık lokalize olur ve belirli semptomlar ortaya çıkar. Böylece, parça seviyesinde dikkati çeken semptomlar, sadece mental ve fiziksel genellerden sonra düşünülmelidir. Parçalarda ifade edilen şey, her zaman kişinin sağlığında bir sapma ile gerçekleşir. Böyle bir sapma, sadece genel seviyedeki ifadelerle bilinebilir.

Bundan sonra da homeopatlar tarafindan başka repertorilerin yayınlanması devam etti.   

1904- “Clark’s Repertory” 3 volümlük homeopatik materia medica'nın sözlüğünde verilen, çeşitli remedilerin klinik bir repertoridir.

1905- “Boger,s Boenninghausen,s Characteristic & repertory” 
Boger’s repertorisi, Boenninghausen'in ilk 2 repertorisi antipsorik ve antipsorik olmayan remedilerin (SRA, SRN) temel yapısı üzerine kuruldu. Vücudun farklı bolgeleri için birkaç bölüm yaptı ve birçok rubrik ve alt rubrik ekledi.

20 Yüzyılda Card repertoriler görülmeye başladı. Onlardan bazıları Jughal Kishore, ve Boger tarafindan üretildi. Card repertorileri, bu gun kullandığımız bilgisayar repertorilerin öncüsü olduğu düşünülmektedir.

1963 “A Concise Repertory of Homoepathic Medicines” Bircok homeopatın, özellikle Hindistanda kullanılan Phatak repertoriBoger’s Synoptic Key temeli üzerine kurulu olup kendi klinik deneyimleri ile derledi. Zihin ve karakteristik belirtilerin olmadığı ancak genellerin one çıktığı durumlarda kullanışlıdir. Ana fikri, local belirtileri genelleştirmek.

Jan Scholten,“Repertory of Elements”’i, Homeopathy and Mineral ve Homeopathy and the Elemnts kitaplarını temel alarak yayınladı. Periyoduk tablo üzerine kurulu grup analizi, remedilerin sınıflandırılması ve tematik bileşenlere dayanan farklı bir method yarattı.

Jeremy Sherr “Repertory of Mental Qualities (Q-Rep)” i sadece bilgisayar kullanımlı olarak yayınladı. Q-Rep, önde gelen bellibaşlı zihinsel temaları içeren, kişinin bireysel karakteristiklerini niteleyen 34 rubrikden oluşmaktadır. Boenninghausen in genelleme kavramına ve aynı zamanda afinite kavramına dayanmaktadır.

“Vital Quest” Sankaran’ın Sensation Method üzerine dayalı, geleneksel metodoloji ve yeni geliştirilmiş konseptlerin birleşiminden kurulu bir repertori. MM & reperori analizi, Kingdome ve miasm sınıflandırması ve yeni geliştirilen sinerji analizi ve daha başka uygulamalar içerir.

Computer Repertoriler 1980’lerde ortaya çıkmaya başladı ve markete birçok homeopatik software girdi ancak çok azı zaman içerisinde yapılandırarak gelişti. Belli başlı olanlar Synergy Homeopathic de MacRepertory & ReferanceWorks, RadarOpus, CARA & ISIS vision, Hompat sayabiliriz.

Güvenilir, kapsamlı ve sürekli update edilebilen homeopatik yazılımlar, uygulayıcı, araştırmacı, öğretmen ve öğrenci için önemli bir araçtır. İyi bir yazılım ayrıca, remediler ve vakalar arasındaki birçok ilişkiyi ortaya çıkarır, bakış açımızı genişletir ve remedi yazmayı geliştirir.

Farklı metodolojik yaklaşım ve yapılar üzerine kurulu repertoriler, uygulamayı kolaylaştırmak için araç olarak geliştirilmiştir. Bu aynı zamanda, geleneksel olarak belli vakaların belirli yöntemlere ve repertorilere uygun hale gelmesine yol açmıştır.

Günümüzde, bilgisayar veri tabanı kullanarak birbirine zıt kavramları, bir ölçüde birleştirmek mümkün olabiliyor, ve mükemmel bir repertori ve yapısı için arayışlar devam ediyor. Literal ve anologic yaklaşımları bir araya getirerek;  genelden özele veya özelden genele gitme seçeneğini kullanabiliriz yada her ikisini de.  

“Benim düşüncem herhangi bir repertoriyi mahkum etmeden önce nasıl yapıldığını ve arka planını bilmeliyiz”. Amerikalı Homeopath Dr. Grimmer.

Kaynaklar:

1-    Castro D, Benedict J.Logic of repertoriesReprinted. New Delhi: B. Jain Publishers
2-     Tiwari SK. Essentials of RepertorizationFourth ed. New Delhi: B. Jain Publishers  2005
3-    G.Dimitriadis (Ed.): The Bönninghausen Repertory – Therapeutic Pocketbook Method, Hahnemann Institute Sydney, June 2000.
4-    Hahnemann, S. Organon of the Medical Art (6th ed)
5-    Kent.J.T. Lectures on Homeopathic Philosophy. 7th ed. Jain Publishers 2007
6-    Watson I. A Guide to the methodologies of homeopathy.Devon: Revised Edition. 2004
9-   MacRepertory ve ReferanceWorks